Tarık MENGÜÇ Ropörtaj…

0
3346
Survivor’a katılmaya nasıl karar verdiniz?

Survivor macerama bundan 3 yıl önce karar verdim ama Survivor macerasını 3 sene kabul ettiğimde bir şekilde benim hazırlanma sürecim olmalıydı. Yani bu işin sırrı tamamen aileden ayrı kalmak, spor yapmak… Tamamen öyle geçiyor, orasını böyle biliyorduk biz. 3 senenin ardından geçtikten sonra Geçen sene katılacaktım ameliyat oldum. O arada katılamadım derken gel zaman git zaman 3 sene geçti. Oğlumun tek hayali benim Survivor’a gitmemdi ve sıkı sporla beraber, eşimle konuşarak çocuklarımla konuşarak beni ikna ettiler. Çünkü çocuklarımdan ilk defa bu kadar ayrı kalmak bana çok zor geldi. Katılmaya karar verdikten sonra n Acun Medya’ya orda çalışan arkadaşlarımıza mesaj attım ‘’ve artık beni Ada’ya alın’’ diye. Sürekli mesajlar atıyordum ve artık benim bu kadar hırslı olduğumu gördüler sonra beni toplantılara çağırdılar böyle karar verdik.

Survivor’a katılmadan önce ne gibi program uyguladınız?

Ben Survivor’a gitmeden önce kızım çok ciddi bir rahatsızlık geçirdi. Ev kazası geçirdi ama o arada da benim Survivor maceramın son haftalarıydı. Yani spora gitmem lazımdı zaten spor yapıyordum. Kızımın rahatsızlığından sonra baya bir geri planda kaldım. Tamamen beynimi o Ada’ya göre belirledim ama sizin ve herkesin düşündüğü gibi ‘’Orda yemek var mı?’’ ‘’Gizli gizli yemek veriyorlar mı?’’ diye acabalar ile gittim ama çok zor. Hatta bende gittiğim Acun Bey’de onu söyledi ‘’Çok zor’’ dedi. Bende ‘’Normal hayattan ne kadar zor olabilir ki’’ dedim ama çok zormuş. Beyin olarak adapte olmuştum, tamamdım. Gittiğimde her zorluğu aşardım, alışırdım derken bir şekilde kendimi orada buldum.

Peki, gerçekten zor muymuş?

Zor çok az bir kelime. Çok zor. Yüz Katı… Dünyanın en zor yarışması, öyle bir şey ki ben kendimi milli futbolcuların, atletizmcilerin, sporcuların arasında buldum. Ben tamam dans ediyorum ama ben senelerdir spor yapmıyorum. Fitness yapıyordum ama çok zormuş.

Yaşınızın diğer yarışmacılardan büyük olmasına rağmen aynı performansı gösteriyordunuz. Bunu neye borçlusunuz?

Ben 25 senedir içki kullanmıyorum. Hep kendime bakmak istiyorum. Yıllardır benim hayalim vardı, hep fit olmakistiyordum. Fit oluyordum bir anda yemek yiyince göbeğim şişiyordu. Spora gittiğim halde o fit görüntüyü yakalayamadım ben mesela. Bunun nedeni 16-17-18-19-20 yaşına geldiğinde ben hep genç kalmak istiyordum onun yanında. Yaş ne kadar ilerlese de oğlumla beraber bir yerlere gitmek istiyordum. Fakat ruh ile alakalı birazda. Ruh insanlara karşı ne kadar temiz olursa, iyi düşünürse ruhta o kadar genç kalıyor. Hani ben televizyonlarda da, Survivor’da söyledim ‘’Ben 45 yaşındayım.’’ Diye ama çok tepki aldım. ‘’Sen niye öyle söylüyorsun, biz seni 45 yaşında görmüyoruz’’ diye. Bende sonra biraz şey yaptım kendimce, onları kandırmak için espri yaptım ‘’Ben 45 yaşındayım diyorum ama gerçek yaşımı söylemiyorum’’ diye. Ben kendimi çok iyi tanıyorum, bedeni çok iyi tanıyorum ama şuanda çok şükür 13 kilo verdim ve fit oldum. Hayallerime kavuştum, fit bir vücuda sahip oldum.

Survivor’da bu kadar erken elenmeseydiniz finale kadar gidebileceğinizi düşünüyor muydunuz?

Finale kadar kalmayı asla düşünmüyordum. Çünkü benden çok güçlü insanlar var. Spora senelerini veren insanlar vardı ama hiçte belli olmazdı. Halk karar veriyordu çünkü buna. Fakat ben beyin düşüncesi olarak o kadar gidebileceğimi düşünmedim. Ben elenme potasına girdiğim andan itibaren şuanda herkese bakıyorum bir üzüntüyle karşılıyorlar. ‘’Neden elendiniz?’’ diye. Ben bunu kendim yapmadım ama herkes diyor ki ‘’ Sen üzülmeseydin, biz seni elemeyecektik.’’ İki şeyde kaldım şuanda, üzüldüğümü mü görüp beni elediler, yoksa bile bile mi eledir. Şuan hangi fikirde olduklarını bilmiyorum. Bende elendiğim için şuanda Survivor’a hadi bir kez daha gel deseler tekrar giderim. Şuandaki beyin düşüncemle giderim.

Uzun zamandır sizi bir projede göremiyoruz. Hayranlarınızı bekleyen bir sürpriz var mı?

Ben 9 ay önce bir albüm yaptığımda o zaman Allah göstermesin, Türkiye’ye Allah bir daha yaşatmasın ki hepimizin bildiği darbe girişiminde bulunuldu. Ben o arada albümü yaptığımda insanlar üzülürken, tabi ki benim şarkılarım eğlenceli olduğu için insanları eğlendirebilirdim ama yanlış bir tarih kararıydı, yanlış bir zamandı albümün kararı. 9 ay zarfında tabi ki televizyonlara her zaman çıkmıyorum. Çünkü öyle bir şey ki hangi kanal var ki? Çok az kanal var. 9 ay boyunca ulusal kanallara çıktık. Daha sonra yurtdışı konserleri, toplantılar, düğünler… Ben yine ekstra işlere devam ediyordum. Proje var mıydı? Proje yoktu. Şöyle bir şey, geçim derdi zaten zor, Sponsorluklar ile görüşmek çok zor.
Kolay aslında da para çıkmıyor kimseden. Bir şekilde 9 ay ara verdikten sonra bu proje çıktı. Zaten ben her 2-3 senede bir hep güzel projelere imza atıyorum. Geçen 3 sene önce bir markanın yüzü oldum. Rock Coke festivalinde ilk defa rock dinleyen insanlara roman müziği ile şarkı söyledim ve 40 bin kişi beni izledi. Sonra 2 tane sinema filmi çektim, gitmediğim ülke kalmadı. Bir tek Amerika kaldı. Avustralya’da manken yüzü oldum (bir firma ürününün) . Çok şeyler yaptım aslında ama bu Survivor’dan sonra o kadar güzel teklifler var ki, Sponsorluklar ile ilgili şuanda değerlendiriyoruz. Bakalım kim kısmetli olacak?

Peki, beyaz perde mi televizyon mu dersek?

Televizyon kesinlikle. Çünkü televizyonda daha çok ifade edebiliyorsun kendini. Hatalar bile olsa televizyon kaldırabiliyor ama sinemada kendime belki de şu konuda güvenemiyorum ezbere olan işlerde üstatları yapabiliyor. Doğaçlama olursa yapabilirim, istiyorum. 2 tane sinema filmi oynadım ben. Bazen kendi kendime şunu söylüyorum Türkiye de çok önemli başka bir rengim ben yani. Halkın en sevdiği sanatçı sıralamasının arasında belki 2. Sırada yer alırım. Bak 1. Sıra demiyorum  Aslında birinciyim ama böyle bir sanatçıyı Survivor’a gittikten sonra mı insanlar tanıdı. Tamam, şarkı söylüyorum evet ama şimdi iç yüzümü daha çok öğrendi insanlar. Aile sanatçısı. Bu adam böceğe de ağlıyor, kertenkeleye de ağlıyor, birisini görünce de ağlıyor… Duygusal bir yapım var benim. Belki bundan sonraki dönemde daha iyi şeyler olacak, daha mantıklı projeler olacak. Bu zamana kadar hep sahtekar ile karşılaştığım için ama şimdi ki şirketimden o kadar mutluyum ki güzel şeyler bizi bekliyor.

Survivor’dan önce bu kadar duygusal olduğunuzu bilmiyordu insanlar…

Bilmiyordu kimse ama şimdi herkes evet Tarık Mengüç bu. Biz yıllardır neden görmemişiz Tarık Mengüç’ü dediler. Demek ki kısmet bu zamanmış. Belki de bu kavga, Türkiye’nin bu durumundan dolayı kimsede birbirine karşı sevgi kalmamış. Sevgiyi yitirmişiz.

Belki ben de o sevgiyi gördükleri için ‘’Keşke Tarık Abi’yi daha önce tanımışız olsaydık’’ dediler. Demişlerdir ki ben bu sevgiyi sokakta görüyorum.

Günümüze bakınca dizi ve sinema sektöründe ardarda çok sayıda proje başlıyor ve bitiyor. Bu projelerde yer alan oldukça fazla sayıda yeni yüzler var. Siz bu durumu ve yeni nesil oyuncuları değerlendiriyorsunuz?

Para olarak, güç olarak o filmi bir şekilde yapıyorlar ama onlarla yarışan o kadar diziler var ki. Samimi olmayan dizi kalkıyor. Biraz daha samimilikten geçiyor. Bir de kızlarımız tabi ki sinema sektöründe başarılı olmak istiyor, zirveye çıkmak istiyorlar tabi bu zorlu bir sınav. Bugün senin dizin tutmayabilir ama pes etmeyeceksin savaşacaksın. Tekrar 2. Diziyi yapacaksın ki çok önemli sinema sanatçılarının da dizileri de kalkıyor şimdi. Çok zor. Sonra ne oluyor? Sponsor olmuyor, Sponsor bulamıyorlar… Zaten televizyon ile anlaşınca 13 bölüm anlaşıyorlar. Tutmayınca da zaten kalkıyor dizi. Kısmet bu işler. Biraz da sevgiden geçiyor. Samimi olan dizileri daha çok seviyor insanlar.

Hayatta ki en büyük iyi ki’niz nedir?

İyi ki Survivor’a gitmişim. İyi ki Sevde bebeğim olmuş. Aslında çok iyi ki dediklerim var. İyi ki Şakşuka şarkısını bestelemişim. İyi ki saçımı sarıya boyamışım. İyi ki Roman şarkısı söyleyebiliyorum ve dans edebiliyorum. İyi ki bu kadar merhametliyim.

Hayatta dönüp baktığınız zaman öğrendim diyebileceğiniz şey nedir?

Aslında şuanda öğrendim diye bir kelime söyleyemem. 45 yaşındayım ama daha çok öğreneceğim şey var. Hayatta sonuna kadar tamam akıllandım diyorsun ama hayattan daha çok öğreneceğimiz şeyler var.

Sizi Network’un mankenine benzettikleri söyleniyor. Sizde kendinizi benzetiyor musunuz ?

Benim zaten albümdeki bu çıkış yolumu, network mankenini Etilerde görmüştüm. Daha o zaman besteciydim saçlarım simsiyahtı. Kendimde bir çıkış arıyordum, benim hatırlanabileceğim, benimle kendim özleşebileceğim derken Etilerde çok büyük bir bina vardı orda gördüm. Dedim ki ‘’ Yıllar sonra bu ben olacağım.’’ Aradan bir sene sonra benimde Billboardlarda benimde fotoğraflarım olacak dedim ve bir sene sonra benimde her yerde fotoğraflarım oldu.

Erkeklerin estetik operasyon yaptırmasına nasıl bakıyorsunuz?

Çok iyi bakıyorum, sıkıntı yok. Bende estetik var mı diye sorarsan eğer yok. Ben televizyona çıkınca saçıma bakıyorlar, ayakkabıma bakıyorlar, ellerime bakıyorlar, yüzüme bakıyorlar, burnuma bakıyorlar, kaşlarıma bakıyorlar vs. Orda göz önünde çok iyi biri olması lazım ki çok iyi bir sanatçı, karizmatik bir sanatçı öyle olması lazım ki bende televizyonda seyrettiğim zaman ‘’Ooo Evet ya’’ demeliyim. Hatta böyle bir konu var, bayanların yarışacağı kıyafet seçiminde bir bayanın saçları vardı sarı, diğeri de şöyle söylemişti ‘’Senin saçların olmadı, o sarı saçlar Tarık Mengüç’e yakışıyor’’ dedi. Burada bile bunu gördüm ve hatta delilleri bile vardır. Bence hiçbir sakıncası yok. Bazen diyorlar ya ben yaşlanınca bırakın böyle yaşlanayım diye. Ben öyle yaşlanmak istemiyorum, yani ben hala televizyonda ya da kendimi görünce güzel görmek istiyorum. İnşallah estetik iler ki yıllarda olabilir. Ben yaptırmayacağım demiyorum. Belki buruşacağım, Fakat şöyle karşıyım; ben artık olmuşum 70 yaşında, o 70 yaşında olduktan sonra artık dinç kalayım diye Botoks yaptırırsam gerçekten suratım çok kötü gözükürsem etrafa onu istemem ben. Öyle yaşlanayım ben mesela.

Doğallıktan yanasınız yani

Her zaman doğallıktan yanayım ama bakarsan bana şuan da doğal birisi değilim. Saçlarım sarı, bazen lens takıyorum ama kalbe bakarsan orası Şeffaf, Nasıl görürsen beni, öyle görürsün.

Evde eşinize ne kadar yardımcı olursunuz?

Eşim çok titiz olduğu için ister istemez erkekler ne kadar temiz olsa da bir yerde duruyor mesela. En büyük takıntısı ise, çoraplarımı alıyorum bir oda var çoraplarımı oraya koyduğum zaman kızıyor bana  Yemek konusunda yardım edemiyorum. Çünkü yemek yapmayı bilmiyorum. Bir tek köfte ve patates kızartıyorum. Mümkün olduğu kadar evde olduğum zaman kızımla ilgileniyorum. İş konusuna gelince eşim yapmıyorum tabi ki bizim ailemize giren evimizi temizleyen kardeşlerimiz var. Onlarla beraber artık evde aile olduk. Evimize gelen yardımcımızda destek oluyor.

Peki çocuklar ile vaktinizi nasıl geçiyorsunuz?

Baran’a şunu öğrettim burası dedim senin için, eğer biz senin odana yerine geldik oturduk akşam 20:00 oldu baba rica etsem ben yatacağım diyebilirsin çünkü burası senin özel odan. Burası senin yaşam alanın ama ben senin yaşam alanına geldiğim zaman o odayı pis gördüğüm zaman seni uyarırım. Çünkü zorluk çekmezsin yani. Genelde internetini kontrol ederim. Kimler ile konuşuyor, kimler ile yazışıyor. 14 Yaşında tabi ki gençlik aşkı da vardır. Çok da fazla derine inmiyorum. Hani bakıyorum inceliyorum. Televizyonuna bakıyorum kaç saat seyrediyor ya da kaç saat dersine çalışmış. Öğretmenleri zaten sürekli telefon açıyor öğreniyoruz onları. Baran benim için çok özel. Herkesin evladı olduğu gibi benim evladımda çok değerli. Çok akıllı ve utangaç. Artık benim eşyalarımı giyebiliyor.

Demek ki artık büyüdü. Biz küçülüyoruz demek ki Evladım ile gurur duyuyorum. Benim boyumda oldu ve ileride Survivor’a katılacağı için ‘’Yarım kalan hesabını ben tamamlayacağım.’’ Diyor. Daha da hırslandı. Şimdiden spora gitmek istiyor. Kötü alışkanlık asla yapmayacağını söylüyor bizlere de. İyi yetiştirecek kendini ve çok güzel dans ediyor. Belki eğer üniversite okuduktan sonra mesleğini seçecek. Belki ileride ona bir dans okulu açıp Survivor gibi benim yarım kalan hesabımı dans okulunda orda devam ettirecek ama daha akademisyen olarak. Ben roman şarkısından ediyorum ama o beni geçecek. Sanatçı olmak ister mi şarkıcı olmak ister mi bilmiyorum ama yıllar önce beyninde bitti. Öyle bir şey istemiyor ama öyle bir şeyde olursa karşıydım ama şimdi karşı değilim. Hedeflerine doğru gitsin. Fikirlerim çok değişti.

Çok değişiniz bir tarzınız var. Saçınız olsun giyiminiz olsun değişik tarzlar ile görüyoruz sizi. Bu Sanatçı ruhunuzdan mı geliyor?

Tam tersi. Benim 13-14 yaşlarımda o zamanın modası vardı. Mesela bütün arkadaşlarımız genel bir pantolon giyerken benim Almanya’dan teyzelerim belirli marka pantolonlar getirirdi. Benim arkadaşlarım onları asla giymezdi. Çünkü diz kısımları bembeyazdı. O zamanlar bunu kimse cesaret edip giyemezdi. Ama ben onları giyiyordum. Bana diyorlardı ki ne kadar farklı. Arkadaşlarım bile ben bunu giymem diyordu. Ceketi mesela astarını çıkarıyordum. Bir gün annemden öyle çok kötü azar işittim. Hatta beni kovaladı. Yakalasa belki dövecekti beni. Annemiz terliği atardı yani kafamıza.

Şimdi ben çocuğuma dokunamıyorum mesela. Astarını kestim dedim ki ben bununla kravat yaparım. Yılbaşı günüydü. Annem bunu gördükten sonra cekete o kadar para vermiş ben bunun astarını kesmişim. Çok farklı ruhum var, hep farklı olmaya çalışıyorum ama o ruh denilen şey kalpte iyilikler ile hala devam ediyor. Mahalledeydim mesela bir yaşlı kadın var tüp almaya gidiyordu ben koşar alırdı tüpünü. O zaman böyle doğalgaz yoktu ki. Mahallenin efendi abisiydim. Hala da ben besteci olduğumda saçlarımı sarıya boyadığımda bir şey yapmam lazımdı. Hiç kimsede sarı saç yoktu böyle. Bu büyük bir riskti. Bu meslekte riski göze almak lazım. Şimdi de diyorlar ki mesela eşim bana ‘’siyahların çıktı boya.’’ Diyor.

Peki, saçlarınızı siyah görecek miyiz?

Yok Hayır. Bu tarz benim. Çünkü Survivor’dan geldikten sonra böyle siyahlarım çıktı ama 2-3 gün sonra tekrar boyatacağım saçlarımı. Sarı olacağım tekrar. Bir Emel Sayın siyah olmadı bu zamana kadar. Tarık Mengüç’te bir tane tek yani. Sanatçılar arasında farklıyım, başka da yok.

Düzenli olarak spor yapabiliyor musunuz?

Şimdi ben Survivor’dan geldikten sonra, önceleri düzenli olarak sporum vardır. Bir gün yüzme, bir gün Fitness. Bir gün dinleniyorum iki gün spor yapıyorum ama şimdi biraz dinleniyorum. Daha sonra tekrar spora başlayacağım. Çünkü sporsuz asla olmaz. Yaza yine fit girmek istiyorum. Çünkü konserler var, Kliplerim var. Şimdi baklava yapmak istiyorum vücudumda kısacası fit olmak istiyorum.

Beslenmenize dikkat eder misiniz?

Ben Survivor’a gittikten sonra her şeyi özlediğim için. Pilavı özledim, köfteyi özledim. Hatta eşime Survivorda iken şöyle söylemiştim, ‘’Ah Funda Ah, geceleri hep bana derdin pasta, börek var yermişin derdin bende hep hayır derdim. Ben nasıl kaçırdım onları ’’ Eve geldikten sonra şimdide durum tersi oldu. Eşime diyorum ki ‘’ Hani pastalar’’ Eşimde rejimde şimdi. Yaza fit girmek istiyor. Biraz şimdi özlemimi gidereyim karnımı doyurayım tekrar başlayacağım.

Yemek olarak en çok neyi özlediniz adada?

Turşu. Turşuyu çok seviyorum ben. Fakat diğer türlü ise Çanta ve Parfüm kullanmayı da çok özledim. Kokuyu çok severim ben. Parfüm takıntım çok var.

Hep aynı Parfüm kullanmıyorsunuz o zaman? Çeşit Çeşit mi?

Çeşit Çeşit değil aslında. Benim parfümlerim biraz zirvedir. Hayranlarımızdan da gelen hediye parfümlerim oluyor. Bizi çok seviyorlar, bizde onları çok seviyoruz.

Sağlık konusunua gelirsek… Ne sıklıkla doktora gidersiniz?

Ben Doktorlarımızı çok seviyorum. Bir yerim ağrıdığında gitmemezlik yapmıyorum, hemen gider kontrolümü olurum. Ciddi bir rahatsızlığım yok şükürler olsun ki. Son zamanlarda ise bir burun ameliyatı geçirdim ben kemikten nefes alamıyordum ben mesela orda çok fazla operasyon yapmadan burnuma kemiklerimden etlerim alındı. Başka ise İmplant yapıldı dişime başka bir şeyim olmadı. Çok fazla ciddi bir rahatsızlığım yok Rabbime şükürler olsun ki.

En son ne zaman Check-Up yaptırdınız?

Survivor’a gitmeden önce yaptırdım. 2 ay önce yaptırdım yani.

Okuyucularımıza bir mesaj iletmenizi istesek?

Her Okuyan okuyucumuza, işte Tarık Mengüç varmış deyip okuyan okumayan herkesi çok seviyorum.

Rabbimin her yarattığı kulu ya da her nesneyi insanları sevdiysem onları da o kadar seviyorum. İşte bir masa, öylesine koymuşlardır masayı ama oda bana göre başka bir şey yani. O bunu hissetmese de onu seviyorum. Sokakta ki çiçeği seviyorum, karıncayı seviyorum. Karınca karşıdan karşıya geçemez mesela, ben onu alırım bir şekilde karşı tarafa geçiririm. Sevgi böyle bir şey. Tabi ki benim okuyucularım ya da beni oradan seyreden fotoğraflarımı görüp beğenen herkese çok teşekkür ederim. Onlar benim için çok özel, çok değerli. Hepsi birbirinden değerli benim için. İyi ki varlar, iyi ki aynı memleketin rüzgarını soluyoruz, nefesini soluyoruz. İyi ki benim hayatımdalar. İyi kiler aslında çok kelimeler ile anlatılır.