Çocuklarda Yaz Hastalıkları

0
969

Yaz aylarında havanın sıcaklığı nedeniyle zamanın büyük bölümü ev dışında, açık havada geçirilir. Bu yüzden, yaz aylarında sıklığı artan bazı sağlık sorunları doğrudan doğruya açık havada bulunmakla ilgilidir.

“Çocuklardaki yaz aylarında sıklığı artması beklenen hastalıklar; güneş çarpması, ishal ve kusma ile giden barsak enfeksiyonları, hepatit A, dış ve orta kulak enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu, üst solunum yolu enfeksiyonları, deri hastalıkları, böcek sokmaları, alerjik reaksiyonlar ve kırık çıkık gibi travmaları şeklinde sayabiliriz.” Bunlardan sık görülenleri ve yapılması gerekenler;

Güneş çarpması: Çocuk uzun süre etkili güneş altında kalırsa, oyuna dalıp kaybettiği suyu yerine koymazsa, bir süre sonra ateş, halsizlik gibi belirtiler başlar. Vücuttan kaybedilen suyun içindeki sodyum, potasyum gibi elementlerin eksikliği de belirtileri şiddetlendirir. Su kaybının şiddetine göre şoka kadar varan tablolar oluşabilir. Güneş çarpması, sık sık su ve meyve suyu, ayran gibi elementleri de içeren sıvı verilmesi, çocuğun öğlen güneşinde oyuna bırakılmaması, diğer zamanlarda da gözetim altında ve güneşte çok kalmadan oynaması sağlanarak önlenebilir. Ortaya çıktığında, hemen değişik içerikli sıvılardan bol bol verilmeli, çocuk alamıyorsa veya kusuyorsa, hemen sağlık kurumuna götürüp gerekiyorsa damardan sıvı verilmesi gerekir.

Güneş yanığı: Bu dönemde en sık görülen rahatsızlık güneş yanığıdır. Burada korunmak önemlidir ve bu nedenle güneş ışınlarının dik geldiği 10.00-15.00 saatlerinde direkt güneş ışığından korunma en önemli yeri tutar. Güneş ışınları 45 dereceden daha dik iken güneşlenmemek gerekir. Suyun içindeyken de güneş yakar. Hem direkt, hem de sudan yansıyan ışık yakar. Bu nedenle çocuklarda, 30 faktör civarındaki koruyucu güneş kremleri kullanılması uygundur. Dikkat edilecek konu; bu kremlerin güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmesi, her 3 saatte bir de tekrarlanmasıdır. Özellikle yüzü korumak için de kıyıda oynayan çocuklara geniş kenarlı şapka takmak yararlı olabilir.

Deri alerjileri: Dıştan bazı bitkilerin temasına bağlı kızarma, kaşınma olabilir.

Direkt güneş ışığına bağlı deride kızarma, kaşınma, hatta ödem gelişebilir. Bazen soğuk su, hatta sadece su bile deride ürtiker ve anjioödem denen kızarıklık, kabarıklık, kaşıntı yapabilir. Özellikle döküntünün yaygın olduğu, yüz ve dudakta şişme yaptığı durumlarda hemen antialerjik ilaç verilmeli, esas tedavisi için de sağlık kurumuna başvurulmalıdır.

Yaz ishalleri: En sık görülen mide-barsak sistemi hastalıklarıdır. Virüs, bakteri, parazit veya toksinlere bağlı olabilir.  Havuz veya deniz suyunun yutulması hem mikrobik hem de havuz suyundaki klora bağlı ishal yapabilir. Ateş, halsizlik, aşırı su ve mineral kaybına bağlı şok tablosuna kadar gidebilen tablolar görülebilir.  Kirli su, kirli su ile yıkanan gıdalar, açıkta satılan gıdalar, sinek, böcekle temas eden gıdalar,  bekleyerek veya uygun koşulda saklanmadan bozulmuş gıdalar tüketilmemelidir.

Yemekten önce, tuvalete gittikten sonra el yıkamayı, kirli elle, kirli gıda veya objeleri ağzına sokmamayı öğretmekle ishaller büyük oranda önlenebilir. İshal 10 günden uzun sürmedikçe, özel diyete gerek yoktur. Sıvı kaybını yerine koymak en önemlisidir.

Sarılık: Hepatit A denilen bulaşıcı sarılık türü, özel bir virüsün bulaşmasıyla olur. Kirli su, gıda, kirli el en önemli bulaşma araçlarıdır. Basit bir enfeksiyon gibi halsizlik, ateş şikayetleriyle başlayıp, kusma, karın ağrısı eklenebilir. İdrar renginde portakal kabuğu gibi koyu sararma, göz akında sararma ile belirginleşir. Bulaşıcıdır, iyileşmesi uzun zaman alabilir. Artık çocuklarımızı bu hastalıktan da aşı ile koruyabiliyoruz. 1 yaşından itibaren yapılabilen, 6 ay ara ile 2 doz aşı korumada önemli rol oynar.

Kulak enfeksiyonları: Kulağa dışardan giren mantar, bakteri, virüs gibi mikroplar, önce kaşıntı, ardından iltihaplı, pis kokulu akıntılara neden olabilir.

Kulakta zaten normal olarak salgılanan sarı-kahverengi buşon kirli suyu çeker, şişer, içindeki mikrobun hastalık yapmasını kolaylaştırır. Özellikle yeterli temizlik ve bakımı yapılmayan havuzda geçirilen zamanla bu risk artar. Pis kokulu, beyaz, sarı, yeşil akıntı, ateş ve kulak ağrısı olursa hemen doktora görünüp gerekli ve doğru ilaç tedavisi uygulanmalıdır.

Solunum yolu enfeksiyonları: Solunum yolu enfeksiyonları kapalı alanlarda daha çok zaman geçirilen kış aylarında görülür. Buna sebep bulaşın daha çok damlacık yolu ve temas ile bulaşmasıdır. Damlacık enfeksiyonu olarak nefes yoluyla vücuda giren mikroplar, üst solunum yolu, boğaz enfeksiyonu yapabilir. Ateş, kırgınlık, halsizlik, boğaz ağrısı ile başlar. Ancak yaz aylarında daha çok açıkta kalan gıdaların tüketilmesi, sağlıksız üretilen dondurma yenmesi, suya dalma ve enfekte suların yutulması nedeniyle yaz aylarında da üst solunum yolu enfeksiyonları görülür.

İdrar yolu enfeksiyonu: Özellikle kız çocuklarda daha sık görülür. Islak mayo ile bekleme, yeterli temiz olmayan suya girme(bakımı yetersiz havuz) veya su kenarında yerlere oturarak oynama, mikropların girişini kolaylaştırır. 

İdrar yolu enfeksiyonu, idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma, kötü kokulu idrar yapma, karın ağrısı, ateş veya kusma gibi belirtilerle ortaya çıkabilir. Bazen bunların birçoğu birlikte olur. Erken tanı ve tedavi, ilerde oluşabilecek daha ciddi ve kalıcı rahatsızlıkları önleyecektir.

Sinek-böcek sokmaları: Sinek böcek sokmaları da kaşıntıya, ardından deride iltihaplı yaraya neden olabilir.  Geceleri mümkünse koruyucu tül perdeli yatak kullanmalıdır. Özellikle bebeklerde ciltten emilim çok olacağı için cilde sık sık kimyasal sinek kovucu sürmek doğru değildir.

Yaz akşamlarında uzun kollu, ince, hava alan pamuklu giysilerle sineğin sokacağı alanı azaltmak gerekir.  Geceleri, sineklikli odanın ilaçlanıp yatmadan önce iyice havalandırılması da uygun bir yöntemdir. Sinek, böcek sokmasında antihistaminik ve ek ilaçlar içeren lokal kaşıntı önleyici krem, merhem, losyonlar kullanılabilir.

Mantar: Mantar bulaşıcı bir deri hastalığıdır. Islak mayo zemin hazırlar.

Genel kullanıma açık, yeterince temizlenmeyen havuz kenarı, banyo, tuvalet gibi ortamlardan, hastaların kullandığı terlik, havlu gibi eşyaları kullanmakla bulaşabilir. Kaşıntılı, bazen kızarık, bazen beyaz kabuklu görünümdedir. Mutlaka doktor kontrolünde uygun mantar ilacının uygun süre kullanımı gerekir.

Uzm. Dr. Aslan Yılmaz

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları